Türkçe Dilbilgisi / Grammaire Turque

[orhan]

Gaye ve amaç cümlecikleri
(Propositions subordonnées de but)

conjonctions :

…ması için, …sın diye,…amacıyla>pour que…, afin que…, à cette fin que…, en vue que…

Daha dikkatli olmam için sıksık beni uyarıyordu.
Daha dikkatli olayım diye sıksık beni uyarıyordu
Souvent il me mettait en garde pour que je sois plus attentif.

Bu cümleleri unutmamanız için tekrar edin.
Répétez ces phrases afin que vous ne les oubliez pas

…masın diye,…korkusuyla> de crainte que…

Beni görmeğe gelir korkusuyla aplamlara gittim.
Beni gelip görmesin diye aplamlara gittim.
Je suis allé chez ma soeur de crainte qu’il ne vienne me voir.

[orhan]

Kabul ve imtiyaz cümlecikleri
(Propositions sub de concession)

Her nekadar...ise de…, …rağmen, …dığı halde > Quoique…, bien que…,encore que…, malgré que…,en dépit que…

Fransızca öğretmeni olmanıza rağmen çok iyi konuşmuyorsunuz.
Her ne kadar fransızca öğretmeni iseniz de çok iyi konuşmuyorsunuız.
Fransızca öğretmeni olduğunuz halde çok iyi konuşmuyorsunuz.
Quoique vous soyez professeur de français, vous ne parlez pas très bien.

Mevsim kış olmasına rağmen hava soğuk değil.
Her ne kadar bizi düşüncelerimizden caydırmak isteseler de fırsat vermeyelim.
İstemeseniz de size yardımcı olacağım.
Kendisini sevmesem de emirlerine uymak zorundayım.

…madığı halde…,…değilse de,…madan > sans que…

O, kimse farkında olmadan içeri girdi.
Il est entré sans que personne s’en aperçoive

…şöyle dursun > loin que…, qu’au contraire…

Çalışmak şöyle dursun, bütün gün arkadaşlarıyla oynadı
Loin qu’il travaille, il a joué toute la journée avec ses camarades

…cak yerde,…cakken, halbuki…, oysaki…>au lieu que…, bien que…

Yerinde bulunacakken, onu her yerde görmek olası.
Onu her yerde görmek olası halbuki yerinde bulunması gerekir.
Yerinde bulunması gerekir, oysaki onu her yerde görmek olası.
Yerinde bulunması gerekirken, onu her yerde görmek olası.
Au lieu qu’il soit à sa place, on peut le voir partout

ne kadar… olursa olsun > si...que…, pour que…

Ne kadar çok şey bilirseniz bilin, daha öğreneceğiniz pek çok şey vardır.

Ne olursa olsun…, kim olursa olsun…, nerede olursa olsun…, nereden olursa olsun > quoi qu’il soit…,qui qu’il soit…, où qu’il soit…,d’où qu’il soit…

Ne yazarsam yazayım, öğretmen beni hep yetersiz buluyor.
Kim olursanız olun, ölümden kurtulamazsınız.
Nerede olursan ol, söylediklerimi sakın unutma.

halbuki…, oysaki… > tandis que…,alors que…, pendant que…

Siz mutlusunuz, oysaki ben mutsuzum.
Vous êtes heureux tandis que je suis malheureux

…olsa bile, olsa da > même si…, quand même

Zengin olsa bile benim bir iki parça malımda gözü var.

…ise de, …dığı halde,…masına rağmen >quoique…, bien que…, encore que…, malgré que…

Hasta olsa da okula gitmek istiyor.
Hasta olduğu halde okula gitmek istiyor
Hasta olmasına rağmen okula gitmek istiyor

[orhan]

Sonuç cümlecikleri
(Propositions de consequence)

Bağlaçlar (Conjonctions) :

O surette ki…, o tarzda ki…, o şekilde ki…,öyle ki…,…cak surette,…cak tarzda,
…cak şekilde> de sorte que…, en sorte que…,de telle sorte que…,de manière que…,
de telle manière que…, de manière à ce que…,de façon que…, de telle façon que…,
de façon à ce que…

Öyle konuştu ki herkes ondan memnun kaldı.
O şekilde konuştu ki herkes ondan memnun kaldı.
Herkes ondan memnun kalacak şekilde konuştu.
Il parla de sorte que chacun fut content de lui.
İşçiler o tarzda çalışıyorlar ki inşaat birkaç haftada bitecek.
Les ouvriers travaillent de telle manière que la construction finira dans quelques semaines.

O derece ki…,o kadar ki…> au point que…, à tel point que…,à ce point que…, à un point que…

O derece hareketsiz ki kapıyı sizin açmanızı bekler.
Il est stable au point qu’il attend que vous ouvriez la porte.
Çok yağmur yağdı o kadar ki pencereden içeri su girmiş
Il a beaucoup plu à tel point que l’eau est entré par la fenêtre.

Öyle ki…, o kadar ki…> tant et si bien que…, si bien que…, dans un état que…, tellement que…,tel que…

Öyle hızlı koşar ki kimse onu yakalayamaz.
Hızlı koşar öyle ki kimse onu yakalayamaz.
Il court vite si bien que personne ne peut l’attraper.

O kadar ki…, öyle ki…>si que…, tant que…

O kadar çalışıyor ki hasta olacak
Il travaille tant qu’il en tombera malade.

[orhan]

Türkçe Dilbilgisi / Grammaire élémentaire

Quelques prépositions français : sans

L'équivalent de la préposition "sans" en français est le suffixe "-sız" en turc.

sans ... > -sız

Exemples:

iştahsız > sans appétit
Kızımız çok iştahsız > Notre fille est sans appetit
mantıksız > illogique
Bunlar mantıksız sözler > Ce sont les paroles illogiques
gazsız > sans gaz
Bana gazsız bir içecek verin > Donnez-moi une boisson sans gaz
tatsız > sans goût
Tatsız şeyler > des choses sans goût
elektriksiz > sans éléctrique (électricité)
Elektiriksiz oturamazdık > Nous ne pouvions pas rester sans électricité
kaygısız > sans souci
O kaygısızın biri > Il est quelqu'un sans souci
burunsuz > sans nez
Burunsuz bir adam çizmişsin > Tu as dessiné un homme sans nez
gözlüksüz > sans lunettes
Gözlüksüz göremem > Je ne peux pas voir sans lunettes
maydanozsuz > sans persil
Ben salatayı maydanozsuz yerim > Je mange la salade sans persil
tuzsuz > sans sel
Yemeğinizi tuzlu mu, yoksa tuzsuz mu yiyeceksiniz? Est-ce que vous mangerez
salé ou sans sel.
şekersiz > sans sucre
Kahveyi şekersiz içerim > Je prends le café sans sucre.
etkisiz > sans influence
Onun etkisiz, silik bir görünüşü var > Il a unu apparence sans influence et effacée.
domatessiz > sans tomate
Tost domatessiz olsun > que le tost soit sans tomate
kapısız > sans porte
Bahçeniz kapısız mı? > votre jardin est-il sans porte?
bahçesiz > sans jardin
Bahçesiz evleri sevmiyorum > je n'aime pas les maisons sans jardin


Le contraire de cette préposition:

à la ... > -lı

iştahlı > à appétit, qui a appétit
Maşallah, çok iştahlısınız > Loin des regards,vous avez un bon appetit
mantıklı > logique
Lütfen mantıklı konuşun > parlez logique s'il vous plaît
tatlı > sucré
Bu dondurma fazla tatlı > cette glâce est trop sucrée
gazlı > à gaz
Gazlı bir içecek istiyorum > je demande un boisson à gaz
elektrikli > à éléctrique, qui a l'éléctricité
Elektrikli ev aletleri satıyoruz > nous vendons les matériaux pour maison
kaygılı > soucieux
Seni kaygılı gördüm > je t'ai vu soucieux
burunlu > au nez
Uzun burunlu bir kukla > une marionette au nez long
gözlüklü > aux lunettes
Şu gözlüklü beyi görüyor musun? > voyez-vous ce monsieur aux lunettes
maydanozlu > au persil
Salata maydanozlu olsun > que la salade soit au persil
tuzlu > au sel
Tuzlu cubuk kraker al > achète le cracker salé en baguette
şekerli > au sucre, sucré
Kahve az şekerli olsun > que le café soit peu sucré
etkili > efficace
Etkili bir konuşma yaptı > il a fait une conférence efficace
domatesli > au tomate
Salatanız domatesli mi olsun?Voulez-vous votre salade au tomate
kapılı > qui a la porte
Yüksek kapılı bir eve girdik > nous sommes entrés dans une maison à la porte élevée
bahçeli > au jardin, qui a jardin
Ev bahçeliydi > la maison avait un jardin

kalpsiz, duygusuz, çenesiz,çaresiz,acımasız,sınırsız,boynuzsuz,çiçeksiz,neşesiz,ışıksız,kravatsız,
boyasız,kılsız,renksiz....

[claudius]

Merci Orhan pour ces précisions
Est-ce qu'il serait possible d'avoir une petite explication à propos des propositions subordonnées en turc : comment forme-t-on une relative, une subordonnée de temps, de lieu, une subordonnée introduite par "je pense que", "je sais que", "je vois que" (je ne sais plus comment ça s'appelle !!), enfin, une explication d'ordre général sur les subordonnées en turc.
Teşekkür ederim

[orhan]

[orhan]

Préposition "avec"

avec > - ile (-le )

kalemle (on dit aussi "kalem ile") > avec le crayon
kravat ile,kravatla > avec la cravate
neşe ile,neşeyle > avec la joie
gurur ile,gururla > avec l'orgueil
benimle > avec moi,
seninle > avec toi
seninle ben > toi et moi
annem ile ben, annemle ben > maman et moi
kırmızı ile beyaz,kırmızıyla beyaz > le rouge et le blanc



Ex: Benimle gel > viens avec moi

[claudius]

Autant pour moi Affedersin

[Lezarvert]

"Au temps pour moi" <--- vocabulaire militaire.

C'est bien parce qu'on est sur un forum de langues

Ah, une petite subtilité turque m'échappe.

Çocuk --> çocugu : le k devient g avec la liaison
İsmıhanıcık --> İsmihanıcığım : le k devient ğ.

Ou alors c'est une faute...

[edit]

Ça y est, j'ai compris ! je crois.

Le k devient g avec un génitif, ğ avec un suffixe de possession... enfin je suis pas sûr.

Non ?

[guillaume]

Non, ta première idée était la bonne : c'est une faute.
Le k devient ğ (et jamais g) :

çocuk > çocuğu

[Lezarvert]

Teşekkürler !

Le problème avec un tchat, c'est que les ş,ğ,ı,İ ne passent pas.

[guillaume]

[Lezarvert]

İsmihan, c'est un prénom C'est juste un exemple.

[guillaume]

D'accord, alors il faut dire : İsmihancik / İsmihancığım

Le suffixe -cik s'ajoute directement, sans voyelle de liaison.

[Lezarvert]

Tamam

C'est quoi la différence entre "bütün" et "hepsi" ?